Ağustos ayı benim için tam anlamıyla dolu dolu geçti. Evde olduğum süreçte böyle yoğun olabileceğimi tahmin etmemiştim ama oluyormuş gerçekten, test edildi ve onaylandı.
Uzaktan eğitim olmasından faydalanarak yaz okulunda birkaç ders aldım. Üstelik bu sayede gelecekte yapmak istediklerimi tekrar hatırlamış oldum; bir süredir ara verdiğim Ales konularına yeniden başladım, kendimi çok sıkmasam da matematikte yapabileceğimi düşündüğüm konuları bitirdim ayrıca geometriyi de yarıladım. Bu arada yazımı okuyacağını tahmin ettiğim bazı arkadaşlarım Kpss de şanslarını denediler, buradan onlara bir kucak dolusu çiçek göndermek istiyorum, Rabbim emeklerimizin karşılığını verir İnşallah.
Virüs konusuna gelirsem, insanın gerçekten bu hayatta alışamayacağı şey yokmuş öğrenmiş oldum, evde yeterinden fazla kalmaya alıştığım gibi evden çıkarken çantama attığım şeylerin yanına kolonya eklemeye de alıştım. Yıllardır çantasında hep kolonya taşıyan anneannemin çok ileri görüşlü bir kadın olduğu da bu dönemde farkına vardığım bir diğer şey oldu.
|Okuduklarım|
Bu ay okuduğum tek kitap kanserden ölen Burçak Çerezcioğlu 'nun günlüğü olan ''Mavi Saçlı Kız'' idi. Bende öyle büyük yer edindi ki üstüne başka bir şey okumaya mecalim kalmadı. Okurken Neslican Tay öyle çok aklıma geldi ki; iki güçlü kadın, birbirine benzer iki hikaye, mücadele dolu hayatlar olmasının yanında benim gibi birçok insana dokunan, ilham veren gülen gözler. Mekanları cennet olsun.
|İzlediklerim|
•Umbrella Academy 2.Sezon
•Arapların Gözünden Birinci Dünya Savaşı Belgeseli
•Malcolm X
•Batlır
•Büyük Felaket Belgeseli
•Hürkuş: Göklerdeki Kahraman
Hürkuş filmi izlediklerimin içinde beğenmediğim tek şey oldu, Vecihi Hürkuş hakkında fazla yazılmayan bir şahsiyet olduğu için isminin bir filmde geçecek olması beni çok heyecanlandırmıştı ancak sadece kendisine saygımdan filmi tamamlamış bile olabilirim, aşırı yavan bir filmdi bence. Kısacası izlemeyin izlettirmeyin efendim.
Hazır konusu açılmışken biraz Vecihi Hürkuş 'tan bahsetmek istiyorum.
''6 Ocak 1896 tarihinde İstanbul'da doğdu. I. Dünya Savaşı'na katıldı. Yaralanınca İstanbul'a dönerek Yeşilköy 'deki Tayyare Mektebi'ne girerek Pilot Astsubay olarak mezun oldu. Birinci Dünya savaşı sırasında pilot brövesi alarak 7. Tayyare Bölüğü 'nde Ruslara karşı harekata katılan Vecihi Bey başarılı keşif ve bombardıman uçuşları yapmış ve bu arada girdiği bir hava muharebesinde bir Rus uçağını indirmiştir. Vecihi Hürkuş, uçak düşüren ilk Türk tayyarecidir. Daha sonra Ruslara esir düşen Vecihi Bey Hazar Denizinde bulunan Nargin Adasından yüzerek İran üzerinden kaçmayı başarmış ve yurda dönerek 1918 yılı yaz başında Yeşilköy 'de konuşlanmış bulunan 9. Harp Tayyare Bölüğü 'nde görev almıştır. Bu bölükte görevli iken bir av uçağı tasarımı yapan Vecihi Bey'in bu projesi Mondros ateşkes anlaşmasının imzalanması ile yarım kalmıştır. Kurtuluş Savaşı'na katılan Vecihi Bey, özellikle İnönü ve Sakarya savaşı sırasında çok başarılı keşif ve destek uçuşları yaptığı gibi bir Yunan uçağını da indirmiştir. Kurtuluş Savaşı 'nın ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. İzmir hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi olur.
Vecihi Bey 'e kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Ayrıca TBMM tarafından üç kez Takdirname verilmiştir. Üç takdirname verilen tek kişidir. Savaştan sonra İzmir'de yeni tayyarecileri eğitmeye başlar. Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilir. Hizmeti karşılığı uçağa "Vecihi" adı verilince, uçak inşa etmek düşünceleri canlanır. İzmir Seydiköy Hava Mektebi 'nde -bugünkü Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı- uçak yapımı projesine devam eder. 1924 'te ganimet olarak Yunanlılardan ele geçen motorlardan yararlanarak ilk Türk uçağını imal eder. 28 Ocak 1925'de "VECİHİ K-VI"adını verdiği uçağını uçurur. Ancak ödül yerine onu ceza beklemektedir. Vecihi Hürkuş 'un ödül beklerken ceza almasının nedeni, havacılıktan anlayan kimsenin bulunmamasıydı. İzin verecek merci olmadığı için, izinsiz havalanmış, bu yüzden de cezalandırılmıştır. Daha sonra askeri havacılıktan ayrılarak uçak tasarımı ve yapımı çalışmalarına devam etmiştir. Havacılığa gönül veren Tayyareci Vecihi Hürkuş da sadece Türk havacılık tarihinin değil, belki de tüm Türkiye tarihinin en ilginç simalarından birisiydi.
1930'da Kadıköy'de bir keresteci dükkânını kiralayarak, 3 ay içinde ilk Türk sivil uçağını, aslında ikinci uçağı VECİHİ K-XIV 'ü inşa etti. İlk uçuşunu 16 Eylül 1930'da Kadıköy Fikirtepe 'de büyük bir kalabalık ve basın topluluğu karşısında yapmıştır. Bu uçuştan sonra VECİHİ K-XIV ile önce Yeşilköy 'e, sonra Ankara'ya uçmuştur. Uçabilirlik Sertifikası için İktisat Bakanlığına başvurmuş, 14 Ekim 1930'da “Tayyarenin teknik vasıflarını tespit edecek kimse bulunmadığından gereken vesika verilmemiştir” cevabını almış. Hürkuş, bunun üzerine bakanlık nezdinde yapılan girişimler sonucu uçağa istenen belgenin alınması amacıyla uçağı sökerek demir yollarından kiraladığı vagonla Çekoslovakya’ya gönderilmesi için müsaade almıştır. Hürkuş, 6 Aralık 1930’da Prag ’a geldiğinde henüz tayyare gelmemişti. Tayyareye ait statik raporu gibi resmi evrak önce Çek diline çevrilmiş, uçak gelince tekrar monte edilerek uçağın malzemeleri ve her türlü teknik kontrolü yapıldıktan sonra uçuşu istenmiş. Her türlü uçuş şekilleri ile uçuşun kontrolü tamamlanmıştır.
Hürkuş 23 Nisan 1931’de Çekoslovakyalı yetkililer tarafından civardaki bir gazinoda düzenlenen bir törenle, başköşesinde “Yaşasın Türk Tayyareciliği” yazılı bir pankartla onurlandırılarak uçuş müsaadesini almıştır. 25 Nisan 1931’de Çekoslovakya’dan uçarak Türkiye’ye gelmek için yola çıkıp 5 Mayıs 1931’de Türkiye’ye gelmiştir. Vecihi Hürkuş, 1931 yılında, THK (Türk Tayyare Cemiyeti) yararına Türkiye turu yaptı. 1930 'lu yıllarda ilk Türk Sivil Havacılık Okulu 'nu açmıştır. Okulda ilk Türk kadın pilotumuz Bedriye Gökmen ile birlikte 12 pilot yetiştirmiştir. İstanbul Kadıköy'de İlk sivil uçağımız VECİHİ K-XIV, ilk eğitim ve spor uçağımız VECİHİ K-XV, 160 Beygirlik Mersedes uçak motorlu deniz kızağı VECİHİ SK-X üretilmiştir. Nuri Demirağ Bey, bir tayyare yapımı için 5000 TL vermiş, böylece 1933’de Vecihi Hürkuş tarafından NURİ BEY adı verilen VECİHİ K-XVI kabin uçağı yapılmıştır. Vecihi Bey zor koşullarda eğitim yaparken bazı kurumların, örneğin Tekel İdaresi ’nin ve İş Bankası’ nın reklamlarını yapmış, bazı vatansever yetkili kuruluşların da yardımları olmuştur. 1954 yılında İlk sivil havayolu şirketimiz Hürkuş Havayollarını kurmuştur. Türk Havacılık tarihinin en üretken ve girişimci kişilerinden olan Vecihi Hürkuş Ankara'da 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi 'nde vefat etmiştir.''
Filmde ise bu hayatın bir kısmının konuşmalar arasında bahsi geçti, bir kısmı da filmin sonunda yazı olarak aktı geçti. Belki buraya uğrayan birinin kendisini tanımasına vesile olurum diye umuyorum. Kendinize iyi bakın hoşça kalın.
(Kaynak: Çankaya Üniversitesi)
Yorumlar
Yorum Gönder